Oğlunu istismar ettiği iddialarıyla gündeme düşen doktor Ender Saraç, avukatları yoluyla açıklamad abulundu. Paylaşılan metinde, “Müvekkilimin evladı savcılık makamına başvurarak dile getirdiği tüm hususların gerçek dışı olduğunu, esasen müvekkilin dikkatini çekmek ve belki de boşanma kararından vazgeçirmek amacıyla dile getirdiğini annesi eşliğinde beyan etmiştir” dedi.
8. sınıf öğrencisi olan oğlunu istismar ettiği iddialarıyla ve bir erkekle beraber duşta görüntülendiği video ile gündeme bomba gibi düşen Ender Saraç tarafından açıklama geldi. Saraç’ın avukatı aracılığıyla gerçekleşen açıklamada “Müvekkilimin gözünden sakındığı evladı dün itibarıyla savcılık makamına başvurarak; müvekkil aleyhine dile getirdiği tüm hususların gerçek dışı olduğunu, esasen müvekkilin dikkatini çekmek ve belki de boşanma kararından vazgeçirmek amacıyla dile getirdiğini annesi eşliğinde beyan etmiştir” sözleri kullanıldı.
OĞLU İSTİSMARA UĞRADIĞINI İLERİ SÜRDÜ
Çıktığı televizyon kanallarıyla tanınan doktor Ender Saraç’ın oğluna cinsel istismarda bulunduğu ileri sürüldü. Daha 8. sınıfa giden oğlunun okuldaki rehber öğretmenine bahsettikleri kamuoyunda ses getirirken, Doktor Saraç olayın boşanma aşamasında olduğu eşinin bir oyunu olduğunu belirtmiş sosyal medyada paylaşılan bir erkekle duşta olduğu görüntülerin de montaj olduğunu savunmuştu.
İDDİALARIN GERÇEK DIŞI OLDUĞU BEYAN EDİLDİ
Geçtiğimiz tarihlerde gündeme bomba gibi düşen bu olaydan sonra yeni bir gelişme daha ortaya çıktı. Saraç’ın avukatları aracılığıyla yapılan açıklamada, çocuğun savcılıkta dile getirdiği durumların gerçek dışı olduğunu beyan ettiği belirtildi.
İşte o yapılan açıklama:
“Günlerdir müvekkilim Ender SARAÇ’ın 3 yıldan beri ayrı yaşadığı eşinden resmi olarak boşanma iradesini ortaya koymasıyla beraber; tarafımca eşi ve önceki avukatıyla sürdürdüğümüz anlaşmalı boşanma sürecinin tıkanması üzerine, yine tarafımca 27 Kasım 2023 günü boşanma davasının açılmasının akabinde; ilgili mahkemenin gizli celse ve yayın yasağı kararını devre dişi bırakmak amacıyla, müvekkilimin evladının tamamen gerçeğe aykırı beyan ve iddialarla boşanma sürecine dahil ettirilmesi ve akabinde son derece gizli tutulması gereken belgelerin çocuğun annesi tarafından fotoğrafı çekilmek suretiyle sosyal medya, yazılı ve görsel medyada müvekkil aleyhine algı operasyonu başlatılmıştır.
İş bu algı operasyonunun yegane sebebi boşanma davasında haksız menfaat elde etmek için müvekkili kamu oyunda itibarsızlaştırmak olduğunu ve bunun da çok acımasızca ve bel altı yapıldığı tarafımızca izah edilmişse de; henüz ergenliğe adım atmakta olan müvekkilin evladına dair paylaşım ve yayınlar ne yazık ki devam etmiştir. Medya üzerinden başlatılan linç operasyonunun hemen akabinde müvekkilim Ender SARAÇ ile birlikte 08.12.2023 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na giderek ifade verilmiş olup müvekkilin büyük bir iftiraya maruz kaldığı delilleriyle ortaya konulmuştur.
Akabinde müvekkilimin gözünden sakındığı evladı dün itibarıyla ( 13.12.2023 günü) Savcılık Makamına başvurarak; müvekkil aleyhine dile getirdiği tüm hususların gerçek dişi olduğunu, esasen müvekkilin dikkatini çekmek ve belki de boşanma kararından vazgeçirmek amacıyla dile getirdiğini annesi eşliğinde beyan etmiştir. Bu noktada dikkatinizi çekmek istediğimiz en önemli husus ise; annenin işbu ifadeyi verirken avukatı Yücel ÖNDER’in ifadeye katılmasını istemediğini ve konunun bu şekilde basına taşınmasına sebebiyet veren avukatını azledeceğini beyan etmesidir.
Bu durum başından beri ileriye sürdüğümüz komplo teorisinin kanıtlanması anlamına gelmekle: müvekkilim aleyhine başlatılan linç operasyonu, itibarsızlaştırma girişimi halkımızın sağduyusuyla istenilen amaca ulaşmamışsa da: bir kısım kötü niyetli kimselerin bu konu üzerinden müvekkilin evladını daha fazla rencide etmemeleri adına iş bu açıklamayı yapma zorunluluğumuz doğmuştur.
Gelinen aşama itibariyle, yaşanan hadiseler göstermiştir ki: teknolojinin gelişim hızı ile kanun yapıcının teknolojinin gelişmesiyle beraber hukuki normları korunması gereken hukuki değerleri korumaya yönelik iradesinin aynı hızda olamayacağı gerçeği karşısında, oluşan hukuki noksanlığın kötü niyet teşkili minvalinde girişimlere dönüşmesine mahal vermemek adına bugünden sonra da müvekkil ile ilgili yapay zeka da dahil çeşitli yöntemlerle ileri sürülebilecek gerçek dışı iddia ve ithamlara 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 190. Maddesi altında düzenlenen ispat külfeti karşılanmadıkça itibar edilmemesini önemle istirham etmekle bunun hukuken zaruri olduğunu da saygılarımızla belirtiriz.”