Çok oku, çok düşün, çok şeyler anla,
Aha bu mektubu alınca Hasan.
Manalar iplikten incedir amma,
Kelimeler biraz kalınca Hasan (Abdurrahim Karakoç)
“Çalışan (kitap okuyan) fenalığa vakit bulamaz. Boş oturan da ( okumayan) fenalıktan kurtulamaz.” (Hz. Ali)
Az Okumamızın Sekizinci Sebebi: Okumanın argarya olarak görülmesi, Medyanın duyarsızlığı
Baktığını gören, gördüğünü anlayan, anladığını anlatabilen; düşünen, üreten ve bilgiye yatırım yapan bireylerin sayısını artırmak istiyorsak, özgün ve özgür fikirler istiyorsak kitap okumayı angarya olarak görmeyeceğiz.
Bireysel anlamda angarya olarak görmeden bahsederken medyanın angarya olarak görmesini de dile getirmek yerinde olacaktır. Gazeteci ve televizyoncular kısaca medya çalışanları toplum okumuyor diye kitabı, okumayı rafa kaldıramaz. Sevdirmenin yolu sevmekten geçer. Medya işiyle uğraşanların bu milleti sevdiklerini göstermeleri kitabı,okumayı sevdiklerini göstermeleri ile değerlendirilse yanlış söylenmiş olmaz.
Gazete, dergilerden düzenli kitap tanıtımları yapılabilir. Televizyonlarda kitap ve okumayla ilgili her seviyeye uygun programlar yapılabilir. Hangi işi yaparsa yapsın çok okuyan veya yazma yönüyle ön plana çıkan kişilere yer verilebilir. Medya daha iyi olmak istiyorsa kaliteli bireylerin yetişmesi için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmelidir.
Televizyon alırsam, okumam sekteye uğrar; dönemlerinden kitap okursam dizilerim sekteye uğrar dönemine geldik farkındayız. Ama biliyoruz ki, aslımıza dönmek de bizim elimizde.
“Kendini kurnaz zanneden insanlar okumayı küçümserler, basit insanlar ona hayran olurlar, akıllı insanlar ise ondan faydalanırlar.” (William Phillips)
Unutmayalım: “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır.(Atatürk)
Az Okumamızın Dokuzuncu Sebebi: Kütüphanelerin sayısının ve kitap sayısının azlığı
Aslında bu okumanın önündeki bir engel değildir. Çünkü son yıllarda okumaya ve kitaba ilginin artması halk kütüphanelerindeki kitap sayısını da beraberinde getirmiştir. Ülkemizde 2010 yılında 458.338.289 adet basılıyor iken 2014 yılında bu sayı 561.103.770 olmuştur. Demek ki kitap sayısı bakımından bir sorunumuz yok. Sorunumuz kütüphanelerimizin herkes için cazip halde olmamasıdır.
Kütüphanelerde çalışan görevlilerin kitabı sevmeleri ve kitap okuma alışkanlığı olan kişilerden seçilmesi bu konuda atılacak adımlardan biridir. Kısaca kütüphanelerimizin insanlarımızın sadece yağmur yağarken sığınacakları mekan olmaktan çıkarılmalı, her grup insanın zevkle gidip vakit geçirecekleri mekanlar haline getirilmelidir. Çocuklara meyve suyu, yetişkinlere çay,kahve ikramı yapılabilir. Yazarlarımızın okuyucularla buluşmaları kütüphanelerde de yapılabilir. Yerel ve ulusal medyada kütüphaneler sık sık ele alınabilir. Vardiya sistemiyle kütüphanelerimiz akşamları da açık kalmalıdır. (Kimse gelmiyor mantığı doğru değildir. Bir kişi de gelse bir kütüphanenin açık tutulmasına değer. Mevlana’nın enfes ifadesiyle o uyanık bir kişi bütün uyuyanları uyandıracaktır.)
Durumumuz Ragıp Paşa’nın kütüphane memuru gibi ama düzeltmek de bizi elimizde.
Koca Ragıp Paşa bir gün ansızın, yaptırdığı kütüphaneye gitti.Etrafı ve kitapları toz toprak içinde görünce kütüphane memurunu çağırdı ve ona : “Aferin Hafız-ı Kütüp! Doğrusu pek emniyetli bir kimsesin.Sana teslim edilen eşyaya hiç el sürmüyorsun.” Dedi. Ragıp Paşa kütüphane memuruna:
“Odanı kitaplarla donatıp da mahalle bekçileri gibi onların korunmasıyla yetinme.” diyerek oradan ayrıldı.
Okunmayan kitap tozlanmaya, okumayan insan da paslanmaya mahkumdur.
“Okulla her şey yapabilirsiniz, ama okulun kitaplığı yoksa, hiçbir şey yapmamış olursunuz.” (J. Ferry)
Az Okumamızın Onuncu Sebebi: Kitapların pahalılığı
Peygamberimiz (SAV) Bedir Savaşı’nda esir düşen düşman askerlerinin serbest bırakılma bedeli olarak kişi başına 4 bin dirhem (yaklaşık 12 kilo altın) istendiği halde, okuma-yazma bilen esirlerin 12 kilo altın yerine 10 Müslüman çocuğuna okuma-yazma öğretmesi şartıyla serbest bırakılmasını buyuruyor.
Okuma bu kadar önemliyken bilmem ki kitapların pahalılığından şikayet etmeye hakkımız var mı? Telefonlarımızı yıllık değiştirirken para buluyoruz, sigara vb. harcamalarımız için para buluyoruz, kıyafet modasına ayak uydurmak için para buluyoruz lakin fiyatları özellikle son yıllarda o kadar uygun olan kitaplar için bin bir mazeret ileri sürüyoruz. Çocuklarımıza her türlü imkanı sunduk diye gururlanmayalım. Okuma sevgisini kazandıramamışsak onlara dünyayı da versek bir kıymeti olmaz. Unutmayalım ki, “Gençlerini kitaplarla beslemeyen milletlerin sonu hüsrandır.”
“Kitaplara para vermek yetmez, kitaptakilere kulak da vermek gerekir.”
Kitap Hastalığı Olmazsa…
Alzheimer hastalığının yaşlılar arasında yayılmasının gerçek sebebinin zihin egzersizleri eksikliği olduğu araştırmalarla ortaya konmuştur. Beyin hücrelerinin körleşip ölmemesi için zihnin dinç kalması zihnin dinç kalması için de kitap okumak gerekiyor.